İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, art arda yaşanan zelzele felaketleri sonrasında aldığı ağır göçle nüfusu yaklaşık 2.7 milyona dayanan Mersin’i ziyaret etti. Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer ile Bir arada açıklamalarda bulunan İmamoğlu, “Bizler, bu hususta sorumluluğumuzu yerine getirirken, eş güdümlü bir biçimde devletimizin her kurumuyla sağlıklı bağlantı, sağlıklı diyalog, mutlak görüş alışverişi ve sonucunda da bir kısım desteklemelerle daha güzel hizmetler yapabileceğimizi biliyoruz.
Bu manada, Mersin başta olmak üzere, hangi kentimiz olursa olsun; ister bunun ismi Antalya olsun, ister Konya olsun, ister Kayseri olsun, ayrım etmiyor. Ağır göç Meydan kentlerimizin, merkezi Yönetim tarafından desteklenmesi şarttır” dedi. Mevzuya Siyaset üstü bir anlayışla bakılması gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, “Bunun iktidarı yok, muhalefeti yok. Bunun bürokratı yok, politiği yok.
Bunun Milletvekili yok, muhtarı yok. Daima Bir arada kol kola çalışabilmenin, bu milletin parasıyla, Tekrar bu milleti ayağa kaldırma maharetini ortaya koyabilmenin memnunluğunu, huzurunu daima Birlikte yaşamakla yükümlüyüz. Bizler, bu seyahate kendimizi adadık. İnşallah bir Lahza Evvel yaralarımızı sararız. Bu hoş çocuklarımızı, evlatlarımızı okullarına, yuvalarına kavuştururuz. Gerçek hoş Hatay’ı Hatay’da, gerçek hoş Adıyaman’ı Adıyaman’da, gerçek hoş Maraş’ı Maraş’ta, oranın insanlarıyla Birlikte Mevcut etmeyi başarırız” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, yaşanan yıkıcı zelzeleler sonucu en Çok göç Meydan kentlerin başında gelen Mersin’i ziyaret etti. Mersin Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer ile belediye binasında kısa bir görüşme gerçekleştiren İmamoğlu, kentte bu manada yaşanan sıkıntılarla ilgili bilgi aldı. Görüşmenin akabinde Yenişehir Fuar Alanı’nda kurulan Barınma ve Lojistik Merkezi’ne geçen İmamoğlu ve Seçer, Etraf vilayetlerden Mersin’e gelen depremzedelerin sıkıntılarını dinleyip, acılarına ortak oldu. Depremzede vatandaşlardan her iki lidere iletilen en Değerli sorun, kalıcı barınma problemi oldu. Vatandaşların sıkıntılarını dinleyen İmamoğlu ve Seçer, birebir alanda, depremzede basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
“MİLLETİMİZE SUNMUŞ OLDUĞUMUZ EMEKLERİN HER BİRİSİ BİR LÜTUF DEĞİL, SORUMLULUĞUMUZDUR”
Depremzede çocuklar ve vatandaşlar ortasında konuşan İmamoğlu, “10 kentimizde yaşanan acıyı, milletçe, daima Bir arada hissetmenin sorumluluğunu yerine getirdiğimiz takdirde, emin olunuz ki hem daha Evvel yapmış olduğumuz yanılgıları bir daha yapmamak üzere hem de Fazla değerli bir başlangıcı, başta bu hoş çocuklarımızın geleceği ismine başlatmayı başarabiliriz diye Anlatım etmek isterim” dedi. zelzele bölgesinde mesuliyet şuuruyla misyon yaptıklarını aktaran İmamoğlu, “Devletimizin her kurumu bu çabası gösteriyor, göstermek zorundadır. Milletimize sunmuş olduğumuz bu emeklerin her birisi, bilinsin ki, bir lütuf değil, sorumluluğumuzdur, misyonumuzdur, layıkıyla yerine getirmek zorunda olduğumuz bir durumdur. Onun için milletimiz sağ olsun, Tekrar o Varlıklı gönlüyle bize teşekkür ediyor, minnet hislerini iletiyor, lakin bilsinler ki, bu bizim sorumluluğumuz” tabirlerini kullandı.
“HER BİR VATANDAŞIMIZ, BİZİM BAŞIMIZIN TACIDIR”
“Görevi, halk misyonu olan bizler, vatandaşını dinleyen, vatandaşının sıkıntısını anlamaya çalışan, onunla konuşan ve ona kesinlikle tahlil üretme uğraşında olan, o bilince sahip beşerler olmalıyız” diyen İmamoğlu, “O bakımdan, zelzele bölgesinde bu süreçten etkilenen -dünya görüşü, ömrü ne olursa olsun- her bir vatandaşımız, bizim başımızın tacıdır. Bu anlayıştan asla vazgeçmeyeceğiz” formunda konuştu. Gelinen süreçte, depremzedelerin barınma probleminin öne çıktığını vurgulayan İmamoğlu, “İlerleyen vakitlerde elbette ki insanlarımızın kendi yuvalarında, öncelikli süreksiz konutlarına yerleşmesini, sonrasında da kalıcı konutlarıyla ancak asla geçmişte yapılan yanlışlarla değil, Fazla gerçek bir metotla, uzlaşmacı, iştirakçi bir planlama anlayışıyla, çağdaş bir şehircilikle buluşmalarını sağlamak, sorumluluğumuz olacaktır. İşin yöredeki, bölgedeki boyutu bu” dedi.
“YOĞUN GÖÇ Meydan KENTLERİMİZİN, MERKEZİ İDARE TARAFINDAN DESTEKLENMESİ ŞARTTIR”
Deprem sonrası yaşanan göç akışından başta Mersin olmak üzere, İstanbul’un da etkilendiğine dikkat çeken İmamoğlu, şunları söyledi:
“Sadece göç problemini zelzele afetinden sonra yaşamış kentler değiliz biz. Yaklaşık 8-10 yıldır, mülteci göçü başta olmak üzere, yakın coğrafyamızdaki savaşın da tesiriyle, ağır insan göçüyle karşı karşıya olan kentleriz. Münasebetiyle bu yükün yükünü, ıstıraplarını biliyoruz. fakat bir Öbür istikameti Mevcut depremzede vatandaşlarımızın. Bunlar, bizim vatandaşlarımız, bizim insanımız. Çocukları, bu ülkede hayata tutunmak ve Tüm ömürlerini geçirmek üzere eğitimlerini alıyor. Gençlerimiz, umutlarını yüksek tutmak zorunda. diğer insanlarımız da en üstün noktada bu ülkenin bireyi, vatandaşı olmanın gururunu yaşamak zorunda. Hasebiyle bizler, bu bahiste bu sorumluluğumuzu yerine getirirken, eş güdümlü bir biçimde devletimizin her kurumuyla sağlıklı irtibat, sağlıklı diyalog, mutlak görüş alışverişi ve sonucunda da bir kısım desteklemelerle daha düzgün hizmetler yapabileceğimizi biliyoruz. Bu manada, Mersin başta olmak üzere, hangi kentimiz olursa olsun; ister bunun ismi Antalya olsun, ister Konya olsun, ister Kayseri olsun, ayrım etmiyor. Ağır göç Meydan kentlerimizin, merkezi Yönetim tarafından desteklenmesi koşuldur. Artan nüfusa nazaran, ek bir bütçeyle katkı sunulması ve bu bütçenin de -hepimiz Sayıştay’a tabiyiz- Özellikle bu kentlerde Konuk edilen insanlarımıza, vatandaşlarımıza harcanması kaydıyla, onların desteklenmesi kuraldır. Hizmetlerin aksatılmaması ismine, geçmişten bugüne ertelenen, ötelenen hangi Amel ve proje Mevcut ise, başta Yine Mersin olmak üzere, bu kentlerimize ihtimamlı bir katkı, ihtimamlı bir takip yapılara, bunların onayının verilerek, hizmetlerin aksamaması, projelerin yürütülmesi noktasında da Özel bir çabası, biz, Tüm hükümet yetkililerinden, merkezi yönetimin Tüm sorumlularından beklemekteyiz.”
“İSTANBUL’DA AĞIR BİR ÇALIŞMAMIZ VAR”
Kent merkezlerini harabeye döndüğünü ve Fazla sayıda insanın hayatını yitirdiğini belirten İmamoğlu, “Büyük yanlışlar yaptık. Aka eksikler yaptık milletçe, hükümetlerce. Ve bununla ilgili Tedbir alamadık. Ve zelzeleye karşı Aka bir sorumluluğumuz var. İstanbul başta olmak üzere, Türkiye’nin birçok yöresinde ‘ama’sız, ‘fakat’sız mutlak Tedbir Meydan gereğini yerine getiren Amel ve süreçleri süratle devreye koymalıyız. İstanbul’da ağır bir çalışmamız var. Tüm bilgi, tecrübe, marifet, deneyim, ne varsa elimizde, Tüm birikimimizde, Mersin başta olmak üzere, Türkiye’nin her kentiyle Amel birliğine hazırız. Bu bakım hem bu hafta sonu hem önümüzdeki hafta yapacağımız açıklamalarla birlikte, diğer büyükşehirlerimizle de sağlıklı bir Amel birliği yerini nasıl kurarız ve birlikte nasıl devinim edebiliriz… Bunun ismi ister kentsel dönüşüm olsun, bunun ismi ister binaların güçlendirilmesi olsun, bunun ismi ister Hane siyasetleriyle, Özellikle dar gelirli vatandaşlarımızın Hane gereksinimlerinin tahlili noktasındaki projelerimiz olsun. Bu başlıklar altında ihtimamlı bir çalışmayı yerine getireceğimizi de vatandaşlarımızla paylaşmak isterim” halinde konuştu.
“BUNUN İKTİDARI YOK, MUHALEFETİ YOK”
Konuya Siyaset üstü bir anlayışla bakılması gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, konuşmasını, “Kol kola verirsek ve inanınız ki bu yaşadığımız zelzele ve afet sürecini, partiler üstü tutarsak, siyasi takvimlerin ve siyasi menfaatlerin ya da siyasi vaatlerin bir modülü olmaksızın, ‘Vatandaşlarımızın gereksinimini ne, bunu kol kola nasıl çözeriz’ diye düşünmeliyiz. Bunun iktidarı yok, muhalefeti yok. Bunun bürokratı yok, politiği yok. Bunun Milletvekili yok, muhtarı yok. Daima Bir arada kol kola çalışabilmenin, bu milletin parasıyla, Tekrar bu milleti ayağa kaldırma maharetini ortaya koyabilmenin memnunluğunu, huzurunu daima Bir arada yaşamakla yükümlüyüz. Bu bahiste Vahap Seçer Liderim, bizler, Tüm belediye liderleri, partisine bakmaksızın Tüm yöneticiler kendisini bu seyahate adamak zorundadır. Bizler, bu seyahate kendimizi adadık. İnşallah bir Lahza Evvel yaralarımızı sararız. Bu hoş çocuklarımızı, evlatlarımızı okullarına, yuvalarına kavuştururuz. Gerçek hoş Hatay’ı Hatay’da, gerçek hoş Adıyaman’ı Adıyaman’da, gerçek hoş Maraş’ı Maraş’ta, oranın insanlarıyla Bir arada Mevcut etmeyi başarırız” kelamlarıyla tamamladı.
SEÇER: “VATANDAŞLARIMIZIN ANİ GÖÇLERİ, KENDİLERİNİN DE BİZLERİN DE YAŞADIĞI KİMİ PROBLEMLERİ ORTAYA ÇIKARDI”
Mersin’in yaşanan yıkıcı zelzeleler sonrasında Değerli oranda göç aldığına vurgu yapan Seçer de “Mersin’in en ağır göç Meydan vilayetlerin başında gelmesinin nedenlerinden bir tanesi, zelzele bölgesindeki vilayetlerde yaşayan insanların akrabalarının burada yaşıyor olması. Bu türlü bir illiyet bağının olması. diğer bir mevzu, bölgenin yanı başında zelzeleden etkilenmeyen, iklimsel olarak, Ömür şartları olarak, kültür olarak, sosyolojik olarak bu insanlara Müsait bir kent olduğu için, inançlı bir kent olduğu için burayı tercih ediyorlar. Fakat bu vatandaşlarımızın Birden göçleri, burada kendilerinin de bizlerin de yaşadığı birtakım problemleri ortaya çıkardı. Birinci günlerin telaşıyla bu problemler yaşandı lakin kısa müddette daima birlikte bu meselelerin üstesinden gelmeye gayret ettik. Şu anda da içinde bulunduğumuz Yenişehir Fuar Alanı’nda olduğu üzere, Mersin Büyükşehir Belediyemizin Konuk ettiği depremzede vatandaşlarımız bizim kolumuz kanadımız altında, bizim güvencemizde, bizim şefkatimizde. Şu Lahza birinci günkü travmaları atlatmaya çalışıyorlar. İnşallah, ümit ediyorum, önümüzdeki günlerde hayatı normalleştiririz, onların da kalıcı meskenlerine, konutlarına geçmeleri sağlanabilir” dedi.
“MERSİN’İN NÜFUSU 2.7 MİLYONA ERİŞTİ”
Su tüketimi ölçümüyle Mersin’e zelzele sonrasında yaklaşık 350 bin kişinin geldiğini iddia ettiklerini belirten Seçer, “Bunun yanında yaklaşık 50 bin sığınmacının da zelzele münasebetiyle o bölgeden Mersin’e geldiğini düşünüyoruz. Bizim kendi nüfusumuz, daha evvelki sığınmacı nüfus sayısı, zelzeleden Dolayı gelen kendi vatandaşlarımız ve sığınmacılarla bir arada, Yekün Mersin’in şu anda 2.7 milyon nüfusa eriştiğini düşünüyoruz. Bunun yaratacağı sıkıntıları da görüp, bir Lahza Evvel başta merkezi hükümetin ve bizim belediyelerimizin, öbür kurumların Tedbir alması gerektiğini düşünüyoruz. Ve bu ikazımızı da geçtiğimiz günlerde aslında kamuoyuyla paylaştık. Altyapı; bunun içerisinde içme suyu -ki şu anda kuraklık da karar sürüyor, Değerli bir süreçten geçiyoruz, badire yaşayabiliriz- kanalizasyon, arıtma ve konut… Mersin’de, düşük gelirli vatandaşlarımızın sahip olacağı ölçekte Hane sayısı kâfi değildir. Başta TOKİ olmak üzere, bu mevzuda herkes acilen, vakit kaybetmeden, biz de dahil, çalışmaları başlatmak zorundayız” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – ak Haber Ajansı
Yorum Yok