NATO’ya 60 Yıl aşkın bir müddettir Üye olan, bu müddette güvenliğin amaçları ve araçlarındaki değişime koşut olarak NATO’nun kolektif Emniyet sistemine katkısı da Nitelik ve nicelik olarak değişim gösteren Türkiye’nin, durum ve beklentilerini tahlil etmek üzere bir toplantı düzenleyen EGİAD; Nato-Türkiye Alakaları: güç Vakitlerde Müttefik Olmak başlıklı bir Faaliyet düzenleyerek ikili alakaları masaya yatırdı.
Etkinliğe Ege Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinem Ünaldılar konuk konuşmacı olarak katılırken, toplantıya EGİAD reis Vekili Erkan Karacar mesken sahipliği yaptı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Karacar, NATO’nun her ne kadar askeri ittifak olarak anılsa da birebir vakitte Aka bir siyasi platform olduğunu hatırlatarak, “Ülkeler Ulusal ve memleketler arası egemenliklerini daimî kılabilmek için güvenlikçi siyasetler üretmek ve uygulamaya koymak zorundadırlar. Globalleşmeyle birlikte, teknolojinin süratle ilerlemesi ve kitle irtibat araçlarının yaygınlaşması sonucunda güvenlikçi siyasetler Fazla boyutlu bir Vaziyet almıştır. Geçmişte Emniyet denildiğinde Temel olarak akla askeri Emniyet gelmekle Bir arada günümüzde güç, siber dünya ve Besin üzere alanı Daimi genişleyen Emniyet çeşitleri oluşmuştur. NATO her ne kadar bir askeri ittifaksa da birebir vakitte da Aka bir siyasi platformdur. Soğuk Savaşın başlangıcında askeri hedefle kurulan NATO, savaşın sona ermesiyle birlikte, salt askeri boyutlu bir örgüt olmaktan çıkıp, kendine has Fazla boyutlu milletlerarası bir Bina haline gelmiştir” dedi.
Geçtiğimiz Yıl hazırlanan “NATO 2030: Yeni çağ için Birliktelik Raporu’na da değinen Karacar, “Rapor, stratejik birtakım konulara dikkat çekmektedir. NATO’nun geleceğinin planlanmasında öne çıkan başlıklar olan AB ile yakın Amel birliği, Üyeler ortasında daha yakın siyasi dayanışma, düstur temelli memleketler arası sisteme bağlılığın sağlanması, Yeni tehditlerin tespiti ve karşılanması üzere başlıklarda ülkemizin de Amel birliği yapmaya istekli olması gerektiğine inanıyoruz. 2030 ajandasında sayılan tehdit ögeleri ise, Rusya ve Çin’den kaynaklı tehditler, Terörizm, Siber akınlar ve İklim değişikliğidir. Bilhassa iklim değişikliği ki hatırlarsanız yakın vakitte bununla ilgili tepemizde birtakım başlıkları ele almıştık. NATO açısından da ön sıralarda yer almaktadır. NATO raporu, iklim değişikliği ile Ulusal Emniyet ortasında bir bağlantı de kurmaktadır. Bu doğrultuda diğer NATO üyelerinden araştırma, bilgi paylaşımı ve tahlili, rasat yapma üzere hususlarda dayanak alabilir ve dayanak verebiliriz” diye konuştu.
NATO’ya Üye olan ülkelerin, NATO içerisinde eşit üyelik ve Laf hakkı olduğunu hatırlatan EGİAD reis Vekili Erkan Karacar, “Bu yüzden bir NATO üyesi istediği NATO kararını veto edebilir. nihayet devirlerde Türkiye’nin Özellikle birtakım ülkelerin üyeliği konusunda ne yapması gerektiği münakaşa bahsidir. Hariç işleri ile ilgili hususlarda nazar açımız her Vakit ülkemizin menfaatlerine en Müsait biçimde devinim etmek merkezlidir. Bu bağlamda potansiyel kararların Olumlu ve olumsuz; kısa yahut uzun vadeli tesirlerini işin uzmanlarından ve araştırmacılardan dinlemek epeyce önemlidir” dedi.
Ege Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinem Ünaldılar ise, NATO Stratejileri ve nihayet Strateji: Madrid Zirvesi’ne değindi. Mutabakat metnine vurgu yapan Ünaldılar, “Müstakbel NATO Müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, ulusal güvenliğine yönelik bütün tehditlere karşı Türkiye’ye tam takviye verirler. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte takviye sağlamayacaklardır. Türkiye de ulusal güvenliklerine yönelik bütün tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç’e tam dayanak verir. Finlandiya ve İsveç, bütün terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı geliştirdikleri atakları Aleni ve net biçimde kınar, Türkiye’yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma hislerini Anlatım eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç ortalarında artık hiçbir ulusal silah ambargosu bulunmadığını teyit ederler. İsveç, NATO Müttefiklerine yönelik olarak silah ihracatına ait ulusal mevzuatını tadil etmektedir. Gelecekte, Finlandiya ve İsveç’ten yapılacak savunma Sanayi ihracatı Müttefik dayanışmasına ve Washington Anlaşması’nın 3. Maddesi’nin ruhuna Müsait biçimde yürütülecektir” dedi. Ünaldılar, Türkiye’nin Finlandiya’ya yeşil Fer yaktığını, seçim öncesi batının baskısını azaltmak niyetinde olduğunu, NATO’nun genişlemesinin önündeki ülke olmamak ismine devinim edeceğini Anlatım etti.
Kaynak: (BYZHA) – ak Haber Ajansı
Yorum Yok